Bilgece Sözler

- "Her şey boş, bomboş, bomboş!" diyor Vaiz.- Ne kazancı var insanın Güneşin altında harcadığı onca emekten? Kuşaklar gelir, kuşaklar geçer, Ama dünya sonsuza dek kalır. Güneş doğar, güneş batar, Hep doğduğu yere koşar. Rüzgar güneye gider, kuzeye döner, Döne döne eserek Hep aynı yolu izler. Bütün ırmaklar denize akar, Yine de deniz dolmaz. Irmaklar hep çıktıkları yere döner. Her şey yorucu, Sözcüklerle anlatılamayacak kadar. Göz görmekle doymuyor, Kulak işitmekle dolmuyor. Önce ne olduysa, yine olacak. Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak. Güneşin altında yeni bir şey yok. Var mı kimsenin, "Bak bu yeni!" diyebileceği bir şey? Her şey çoktan, bizden yıllar önce de vardı. Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor, Gelecek kuşaklar da kendilerinden sonra gelenlerce anımsanmayacak. Güneşin altında yapılan bütün işleri gördüm; hepsi boştur,rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır! Eğri olan doğrultulamaz, eksik olan sayılamaz. Kendi kendime, "İşte, bilgeliğimi benden önce Yeruşalim'de krallık yapan herkesten çok artırdım" dedim, "Alabildiğine bilgi ve bilgelik edindim." Kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığıanlamaya adadım. Gördüm ki, bu da yalnızca rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış. Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur, bilgi arttıkça acıda artar. Kendi kendime, "Gel, zevki tat. İyi mi, değil mi, gör"dedim. Ama gördüm ki, o da boş. Gülmeye, "Delilik", zevke, "Ne işe yarar?" dedim. İnsanların göklerin altında geçirdiği birkaç günlük ömürleriboyunca, yapacakları iyi bir şey olup olmadığını görünceye dek,bilgeliğimin önderliğinde, bedenimi şarapla nasıl canlandırayım,akılsızlığı nasıl ele alayım diye düşündüm durdum. Büyük işlere girdim. Kendime evler inşa ettim, bağlardiktim. Bahçeler, parklar yaptım, oralara türlü türlü meyve ağaçlarıdiktim. Dal budak salan orman ağaçlarını sulamak için havuzlaryaptım. Altın, gümüş biriktirdim; kralların, illerin hazinelerinitopladım. Kadın, erkek şarkıcılar ve erkeklerin özlemi olan birharem edindim. Böylece büyük üne kavuştum, benden önce Yeruşalim'deyaşayanların hepsini aştım. Bilgeliğimden de bir şey yitirmedim. Gözümün dilediği hiçbir şeyi kendimden esirgemedim. Gönlümü hiçbir zevkten alıkoymadım. Yaptığım her işten zevk aldı gönlüm. Bütün emeğimin ödülü bu oldu. Yaptığım bütün işlere, Çektiğim bütün emeklere bakınca, Gördüm ki, hepsi boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış. Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş. Sonra bilgelik, delilik, akılsızlık nedir diye baktım; Çünkü kralın yerine geçecek kişi Zaten yapılanın ötesinde ne yapabilir ki? Işığın karanlıktan üstün olduğu gibi Bilgeliğin de akılsızlıktan üstün olduğunu gördüm. Bilge nereye gittiğini görür, Ama akılsız karanlıkta yürür. İkisinin de aynı sonu paylaştığını gördüm. "Akılsızın başına gelen, benim de başıma gelecek" Dedim kendi kendime, "Öyleyse kazancım ne bilgelikten?" "Bu da boş" dedim içimden. Çünkü akılsız gibi, bilge de uzun süre anılmaz, Gelecekte ikisi de unutulur. Nitekim bilge de akılsız gibi ölür! Böylece hayattan nefret ettim. Çünkü güneşin altında yapılan iş çetindi bence. Her şey boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış. Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim.Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım. Kim bilir, bilge mi olacak, akılsız mı? Güneşin altındabilgeliğimi kullanarak harcadığım bütün emek üzerinde saltanatsürecek. Bu da boş. Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeyebaşladım. Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonundaher şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır.Bu da boş ve büyük bir hüsrandır. Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığıbunca emekten, bunca kafa yormaktan? Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gecebile içi rahat etmez. Bu da boş. İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevkalmaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bunun da sonu yoktur. So'nsuza dek kim yiyebilir, kim zevk alabilir? kAYNAK-tevrat-vaiz bölümü